“Neden Alanya diş turizminde? Sorunun cevabı: Alanya kendi Denizi, güneşi, tarihi ve kültürü ile bir turizm cennetidir. Çeşitli konseptlerde ve her bütçeye uygun eğlence seçenekleri vardır. Dünyanın birçok yerinden iki havaalanına doğrudan uçuşlar var. Uzmanlar Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği, sözleşmeli A grubu seyahat acentesi aracılığıyla diş Turizmi tatiliniz sırasında diş tedavisi görme fırsatı sunar. Bugün birçok insan kaliteli ve uygun fiyatlı ağız bakımı ve kozmetik diş hekimliği hizmetleri arıyor. Alanya’da, beklemek için zaman kaybetmeden yüksek kaliteli sağlık hizmetleri alabilirsiniz. Çok dilli doktorlar ve sağlık personeli sizin için harika bir deneyim olacaktır.”
Alanya Kalesi’nin muhteşem manzarası sizi büyüleyecek. Alanya Kalesi’nden Kleopatra Plajı, Alanya Limanı, Keykubat Plajı ve Cilvarda Burnu’nun Kuşbakışı manzarasına doyamazsınız. Kalenin muhteşem yapısı da sizi etkileyecek. Alanya Kalesi’ne gittiğinizde Ehmedek, Süleymaniye Camii, Gemili Mescit, Sarnıç, Akbeşe Sultan Camii ve Türbesi, Alanya Deniz Feneri’ni ziyaret etmeyi unutmayın. Kale turu sırasında, eşsiz Alanya manzarasına karşı dinlenebileceğiniz, serinleyebileceğiniz, bir şeyler içebileceğiniz ve yemek yiyebileceğiniz birçok yer size hizmet etmeyi bekliyor.
3. yüzyıl Ortaçağ Akdeniz savunma yapılarının eşsiz bir örneği olan Kızıl Kule; liman, Tersane ve Alanya Kalesini denizden gelen saldırılara karşı korumak amacıyla Selçuklu hükümdarı I. Alaaddin Keykubat tarafından halep’ten İnşaatçı Ebu Ali Reha el Kettani tarafından yaptırılmıştır.
Kızıl Kule; bugün olduğu kadar geçmişte de görkemli görünümü ile dikkat çekmiş ve birçok kitapta yerini almıştır. 17. yüzyıl gezginlerinden Evliya Çelebi; Alanya Kalesi’nin deniz tarafında sağlam bir sekizgen kuleye sahip olduğunu, bu kulenin kuşatma sırasında 2000 kişiyi aldığını ve burada oturan ikinci kale muhafızının 40 askeri olduğunu belirtmektedir.
Bina eğimli bir arazi üzerinde bir ana kaya üzerine inşa edildiğinden, yüksekliği doğu yönünde 33 m ve batı yönünde 3 m’dir. Alt gövde duvarlarında düzenli olarak kesilmiş ve monte edilmiş dikdörtgen kireçtaşı, spolia malzemesi olarak klasik sütun gövdeleri ve üst bölümlerde kırmızı tuğla kullanılmıştır.
14 kapalı ve bir açık sergi salonu bulunan müze, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nden getirilen Tunç Çağı, Urartu, Frig ve Lidya dönemlerine ait eserler ile 1967 yılında açılmıştır. Müzenin en önemli eseri M. S. M. Ö.2. yüzyıla tarihlenen bronz döküm Herakles heykelidir. Alanya Müzesi’nde Arkaik, klasik, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait Bronz, mermer, pişmiş toprak, cam ve mozaik buluntuların yanı sıra zengin bir kül kutusu ve madeni para koleksiyonu bulunmaktadır. Türk-Selçuklular ve Osmanlı dönemlerine ait İslam Eserleri önemli bir yere sahip.
Tarihi yarımadanın batısında, Damlataş Mağarası önünde kıyıdadır. Bu Mavi Bayrak. Plaj sırtını yarımadanın eteklerine yaslıyor. Kayalarla çevrili bir havuza benzeyen bu doğal plaj, Mısır Kraliçesi Kleopatra ve Roma İmparatoru Antony’nin burada yüzdüğü gerçeğiyle ünlüdür. Yarımadaya doğru uzanan ve büyük taşlardan oluşan plajın küçük koyuna Kleopatra denir. Kleopatra Körfezi’nin özelliği suyunun berraklığıdır. Deniz gözlükleriyle yüzerken, balıkları ve deniz tabanının doğal güzelliklerini izlemek mümkündür.
Alanya’nın 12 kilometre doğusunda yer alan Cebel-i Reis Dağı’nın yamacındadır. mağara deniz seviyesinden 232 metre yüksekliktedir. 1998 yılında açılan mağara, Türkiye’nin ziyaretçilere açılan ikinci büyük mağarasıdır. Bir milyon yaşında olduğu tahmin ediliyor. Dağda iki ayrı daldan ilerleyen mağaranın kollarından biri 50 metre, diğeri 360 metredir. Mağaranın dibinde sarkıt ve dikitlerden oluşan küçük bir göl vardır. Merdivenlerden yukarı ve aşağı tırmanılan mağaranın içindeki ortam, fantastik film süslemelerini andırıyor. Mağara turundan sonra, yamaçtan aşağı inerek aşağıdaki Dim Çayı vadisine gidebilirsiniz. Aynı şekilde loş dere kenarındaki piknik yerlerinden mağaraya tırmanmak da mümkündür. Alanya Kalesi’nin panoramik manzarası kavanın bulunduğu yamaçtan görülebilir.
Alanya ilçesinin doğusunda, Sapadere köyünde yer almaktadır. Kanyon Sapadere 750 metre uzunluğunda ve yaklaşık 400 metre yüksekliğindedir. Kanyon, Sapadere Çayı çıkış noktasında Kanyon üzerinde yapılan çelik desteklerle yürüyüş yolu, Kanyon girişinde inşa edilen rekreasyon alanı ve kır gazinosu gibi yatırımlarla görülmeye değer bir turizm alanına dönüştürülmüştür. Alanya’nın yaz sıcağından kurtulmak ve biraz serinlemek isteyenlerin uğrak noktası haline gelen Sapadere Kanyonu görülmeye değer bir doğa harikası. Sapadere Kanyonu’na giderken, Sapadere Köyündeki su değirmeni ve ipek dokuma atölyesini görmeden geri dönmemelisiniz. Yaylalarda eriyen kardan gelen buz gibi sularda yetişen alabalıkları yemeyi unutmayın. Su ile inşa edilen çardaklarda temiz orman havasını solurken şehrin stresinden ve gürültüsünden uzaklaşmak da mümkündür.
Alara Çayı kıyısında yer alan Alara Han, Alara Kalesi’ne 800 metre uzaklıktadır. Tamamen kesme taştan yapılmış 2000 metrekarelik Han, 1231 yılında inşa edilmiştir. Alaaddin Keykubat, kendisini Alanya’daki yazıtlarda Arap ve Fars ülkelerinin sahibi olan toprakların ve 2 denizin sultanı olarak tanımlarken, Alara Han’daki yazıtta “Yunan, Şam, Ermeni ve Frenk topraklarının fatihi” unvanını aldı.
Alanya Belediyesi tarafından düzenlenen seyir terası park alanı denizden 650 metre yüksekliktedir. Asfalt yol ile ulaşım rahat ve kolaydır. Alanya’yı çok geniş bir açıdan Kuşbakışı izleyebileceğiniz güzel bir park, piknik ve dinlenme alanıdır.
Alanya içinde Keykubat Bulvarı (Antalya-Mersin karayolu) üzerinde tabelalı bir giriş bulunmaktadır. Yola döndükten hemen sonra karşıya geçerseniz, eski yoldan (Yayla Yolu) duble yoldan ilk sağa dönerseniz ve yeni yoldan 3 km ilerlerseniz, seyir teraslarına ulaşırsınız.
Seyir terasları alanında oturma alanları, piknik masaları, büfeler ve çay bahçeleri bulunmaktadır. Sabah kahvaltısı bu alanda çok popüler.
Roma İmparatoru Septimus Severus, bölgedeki Roma İmparatorluğu’na karşı ayaklanmalara katılmayan ve imparatorluğun yanında yer alan şehre teşekkür mektubu yazdı. Mermer bir blok üzerine yazılan bu mektup, syedra antik kentindeki sütunlu sokakta sergilendi. Bugün bu mektup Alanya Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Yine Antalya Müzesi’nde, Bronz Herakles heykelinin sergilendiği salonun zemininde, Syedra Antik kentinden çıkarılan Roma dönemine ait mozaikler sergilenmektedir. Bu mozaiklerin konusu, hylas’ın mitolojideki periler tarafından kaçırılma sahnesidir.